İşçinin iş sözleşmesinin feshedilmesi bazı durumlarda şüpheye dayalı olabilir. Bu fesih türüne Şüphe Feshi denir ve Yargıtay ve Bölge Adliye Mahkemesi’nin kararlarında sık sık geçmektedir. Şüphe Feshi, işçinin suç işlediği veya iş sözleşmesine esaslı şekilde aykırı davrandığını ispatlayamadığı veya henüz ispatlayacak durumda olmadığı hallerde iş sözleşmesinin sonlandırılması anlamına gelir. Ancak işverenin şüpheye dayanak teşkil eden objektif bir nedeni olmadan, şüphe feshi yapılamaz.
Bölge Adliye Mahkemesi, 2022 tarihli ve 920 esas numaralı davada işverenin işyeri temsilcisi olan davacının iş akdini şüphe feshiyle sonlandırdığını belirtmiştir. Davacı, işverenle yapılan görüşmelerin ses kayıtlarını aldığı gerekçesiyle suçlanmıştır. Ancak davacının cep telefonunda yer alan içerik incelendiğinde, herhangi bir ses kaydına rastlanılmamıştır. İşverenin dayanak teşkil eden tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu tespit edilmiştir. Buna göre, işverenin şüpheyi haklı kılan objektif bir nedeni olmadığından, davacının iş akdinin Şüphe Feshi ile sonlandırılamayacağına hükmedilmiştir.
Şüphe Feshi için, şüpheye dayanak teşkil eden ciddi, önemli ve somut vakıaların varlığının ispatı gerekmektedir. Ancak vakıanın kendisi değil, şüpheyi haklı kılan vakıa ispat edilmelidir. Şüphe Feshi’nin tayininde, işverenin sübjektif değerlendirmesi yeterli değildir. Somut olayın özelliğine göre, hakim tarafından şüpheye ait unsurların mevcut olup olmadığı, şüphenin işverenin işçiye duyduğu güveni ağır biçimde zedeleyip zedelemediği ve bu şüphe sebebiyle işverenin işçiyi çalıştırmaya devam edip edemeyeceği değerlendirilmelidir.
Sonuç olarak, Şüphe Feshi işçinin suç işlediği veya iş sözleşmesine esaslı şekilde aykırı davrandığını ispatlayamadığı veya henüz ispatlayacak durumda olmadığı hallerde iş sözleşmesinin sonlandırılması anlamına gelir. Ancak işverenin objektif bir nedeni olmadan şüphe feshi yapması mümkün değildir. Şüphe Feshi tayini, hakimin resen değerlendirmesi sonucu verilmektedir.