Sosyal Güvenlik Kurumu, kendi sigortalılığı olmayan, emekli-dul-yetim aylığı almayan, bakmakla yükümlü olduğu kişi kapsamında eşi, çocuğu veya ana-babası üzerinden de sağlık yardımı alma hakkı olmayan kişiyi 5510 sayılı Kanununun 60’ıncı maddesinin birinci fıkrasının (g) bendine istinaden GSS kapsamına otomatik olarak alıyor. Bu durumda, kişinin SGK tarafından 60/g kapsamında genel sağlık sigortalısı sayılması ve adına prim borcu tahakkuk etmesi söz konusu oluyor. SGK’nın kişiyi 60/g kapsamında genel sağlık sigortalısı yapmak için izin alması gerekmeyen bu durumda, kişinin genel sağlık sigortalılığından kendiliğinden çıkma imkanı da bulunmuyor.
SGK tarafından 60/g’li olarak re’sen GSS kapsamına alınan kişinin her ay adına prim borcu tahakkuk ediyor ve bu borç iki istisna haricinde hiçbir şekilde silinmiyor. Bu nedenle kişiler, SGK sağlık yardımlarından yararlanmak için her ay prim borcunu ödemek zorunda kalıyorlar. Ayrıca, SGK’nın 60/g GSS prim borcu için icra takibi başlatma, haciz uygulama hakkı ve yetkisi, kişinin ölümü halinde yasal mirasçılarından borcun ödenmesini isteme hakkı ve yetkisi de bulunuyor.
Ancak, uygulamanın çelişkisi burada ortaya çıkıyor. Hiçbir sosyal güvencesi olmayan kişi kendisine sorulmadan 60/g kapsamında genel sağlık sigortalısı sayılıyor ve SGK’dan hiç sağlık hizmeti almasa bile her ay adına prim borcu tahakkuk ediliyor. Bu nedenle, 60/g kapsamında GSS’li olan kişilere, borçları olup olmadığına bakılmaksızın SGK sağlık yardımlarından yararlanma hakkı ve imkanı tanınmalıdır.
SGK tarafından re’sen GSS kapsamına alınan birçok kişinin bundan haberi olmaması da endişe vericidir. Ayrıca, gelir testi uygulamasıyla ilgili bazı çelişkili durumlar ortaya çıkabiliyor. Kişilerin bu konuda detaylı bilgi almak için Genel Sağlık Sigortası ve Gelir Testi İle İlgili Ayrıntılı Açıklamalar ve GSS Uygulamasında 60/c-1, 60/c-3 ve 60/g Ne Demektir ? başlıklı yazıları incelemeleri önerilir.